McKinsey'nin 2018 yılında yayınlanan ve yayınlandıktan sonra birçok şirketin stratejilerini gözden geçirmelerine sebep olan "The Business Value of Design" (Tasarımın Ticari Değeri) raporunu sizler için özetleyip çevirdik. 5 yıllık periyotta gözlemledikleri şirketlerden çıkarımlarını 4 ana başlıkta topladıkları ve bu çıkarımlarını MDI (McKinsey Design Index) olarak isimlendirdikleri raporda, her sektörden ve ölçekten şirket için yararlı öneriler bulunuyor. Keyifli okumalar.
Tasarımı en iyi uygulayan şirketler, hisse getirilerini ve cirolarını rakiplerine göre 2 kat fazla arttırmayı nasıl başarabiliyorlar?
Harika ürünler ve hizmetler tasarlamanın bariz ticari faydaları olsa da, bu hedefi sürekli olarak gerçekleştirmek oldukça zor. Sosyal medya ve pazaryerlerinde yaygınlaşan kullanıcı beğeni veya ilgi alanları doğrultusunda öneriler gösterme yaklaşımı nedeniyle sadece en iyi tasarımlar kalabalığın içinde öne çıkabiliyor. Şirketlerin her zamankinden daha güçlü tasarım yeteneklerine ihtiyacı var.
Peki şirketler nasıl olağanüstü tasarımları ardı sıra yayınlayabiliyorlar? Tasarımın değeri nedir? Bu soruları yanıtlayabilmek için lider şirketler ve tasarım eylemleri incelendi.
Zor Kazanım
Tasarım odaklı büyüme, sektörden ve tasarlananın ürün veya hizmet olmasından bağımsız olarak gerçekleşiyor. İyi haber; günümüzde kullanıcı odaklı verilere dayalı tasarımı sürdürmek için her zamankinden daha fazla fırsat var.
300 şirketle yapılan araştırmada, şirketlerin %40’ı geliştirme süreçlerine kullanıcıları katmıyor. %50’den fazlası objektif bir karar süreçleri olmadığını kabul ediyor. Tasarım kararlarının, iş hedefleri üzerindeki etkisini ölçemeyen yöneticiler, ellerindeki kıt kaynakları tasarıma aktarmaya hevessizler. Birçok tasarımcı dört MDI prensibinin (bazılarının veya tamamının) farkında olsa da, bunlar genellikle tasarımcılar tarafından tek başına ele alınamaz ve genellikle benimsenmeleri yıllar süren adanmış liderlik becerisi gerektirir.
BİR HİSTEN ÖTE:
Analitik Liderlik
Araştırmada finansal açıdan en iyi performansı gösteren şirketler, tasarımı “üst yönetim (C-Level)” sorunu olarak görüyor. Üst yönetim, tasarım performanslarını, gelir ve maliyetlerin takibi ile aynı titizlikte değerlendiriyor. Ölçülebilir hale gelen tasarım, öznel yorumlardan kurtuluyor ve artan müşteri memnuniyeti ile doğru orantılı olarak gelir artışını da sağlıyor.
BİR ÜRÜNDEN ÖTE:
Kullanıcı Deneyimi
Üst çeyrekte yer alan şirketler kullanıcı deneyimlerinde; fiziksel, dijital ve servis tasarımı arasındaki duvarları yıkıyor. Kullanıcı odaklılık, kullanıcıyla temas edilen noktaların bütüncül ele alınmasını gerektirirken, bu tasarım yaklaşımı, potansiyel kullanıcıların kendi ortamlarındaki temel ihtiyaçlarını gözlemleyerek ve daha da önemlisi anlayarak ilk elden toplanan sağlam müşteri içgörülerini gerektiriyor.
BİR DEPARTMANDAN ÖTE:
Disiplinlerarası Yetenek
Araştırmada yer alan en iyi şirketler, kullanıcı merkezli tasarımı tek bir birimin değil, şirketteki herkesin sorumluluğu haline getiriyor. Bunu sağlayabilmek için de aynı disiplinden kişilerin oluşturduğu organizasyonel siloları yıkarak, içinde tasarımcı da barındıran disiplinler arası takımlar oluşturuyorlar.
BİR FAZDAN ÖTE:
Devamlı İterasyon
Tasarım; kullanıcılarla test etmeyi, öğrenmeyi ve geliştirmeyi teşvik eden ortamlarda en iyi şekilde gelişiyor. Proje yönetim süreçlerine bu yaklaşımı entegre eden şirketler, hem hatalardan doğacak olan zararı azaltıyor, hem de çığır açacak ürünler veya hizmetler ortaya çıkarma ihtimallerini arttırıyorlar.
UX Odaklı Proje Yönetimi
Kullanıcıların tercih edeceği doğru ürünler tasarlayabilmek için McKinsey'nin raporunda da ortaya koyduğu gibi, UX'i (kullanıcı deneyimini) proje yönetim süreçlerinin merkezine yerleştirmek gerekiyor. Üstelik bu süreç tahmin edildiği kadar uzun ya da pahalı değil.
UX-PM, yani ürün yönetimi için Kullanıcı deneyimi (User Experience for Product Management) büyüyen şirketlerin ürünlerini yönetirken kullandıkları metodları, kendi içerisinde de benimsemek isteyen şirketler ve profesyoneller için hazırlandı.
Uluslararası bir ağ olan UXalliance üyesi, 28 bağımsız UX şirketinden profesyoneller bir araya gelerek UX-PM sertifikasyon programını oluşturdular. Eğitim içeriklerini hazırlarken birçok farklı sektörden ve ölçekten şirketle çalışmanın verdiği deneyimden yararlandılar. Bu sayede ortaya çıkan UX-PM metodunu; tüm şirketlere adapte edilebilen, ürün/hizmet tasarımı sürecinin herhangi bir aşamasında yer alan tüm profesyonellere uygun olacak bir eğitim haline getirdiler.
Şimdiye kadar 20’den fazla ülkede 10.000’den fazla sertifika, farklı alanlardan uzmanlara verildi ve bu sayı her geçen gün artmakta. Siz de UX-PM eğitimini alarak, sertifikalı uzmanların arasına katılabilirsiniz!
Comments